5 Aralık 2018 Çarşamba

KUR'AN-I NASIL OKUNUR?


Kurân'ı Anlamak İçin Ön Bilgi

“OKU”mak amacıyla elinize aldığınız bu çalışmanın orijinali olan metin, gökteki bir tanrının, yeryüzündeki postacı-peygamberine indirmiş olduğu yazılı bir kitaptaki buyrukları veya fermanı, değildir!
O, âlemlerin Rabbi olanın irsâl ettiği (risâlet işleviyle açığa çıkardığı) Rasûlüne, (boyutsal derinliğinden bilincine) inzâl ettiği “Hakikat Bilgisi” ve “Sünnetullâh” açıklamasıdır!
Baştan vurgulayalım ki...
Okuyacağınız bu metin ne Türkçe Kurân’dır ne çeviri ne de meâl!.. Asla Kur’ân yerine geçmez! Kurân’daki çok anlamlı anlatımların bir-iki yönünü göstermeye çalışır ancak!
Bu metin yalnızca, Ahmed Hulûsi isimli Allâh Kulu’na bahşedilmiş bakış açısından Kurân’a açılan bir penceredir!.. Bu pencereden görülenlerin bir kısmının sizlere yansıtılmasıdır!
Bu penceredeki bakış açısının temeli nedir, bir misal ile anlatmaya çalışayım...
İnsanın iki gözü vardır ki, bu iki göz sağlıklı çalışırsa, baktığını şaşı görmez, tek ve net görür. Net ve tek göremeyenlerse bunu sağlamak için ya gözlük kullanırlar ya da lens!
“OKU”nası Kitap olan Evren’i ve “Sünnetullâh”ı sağlıklı “oku”yabilmek için de AllâhKur’ân ile bize, iki doğruyu görme camı vermiştir, gözlüğümüze takalım diye...
“Hakikati” net ve tek görmek için de basîrete ve ilim gözlüğüne ihtiyaç vardır ki onun iki camından biri “B” harfi ilmi, diğeri “El AHAD-üs SAMED” ilmidir!
Birinci ilim, Kurân’ın en başına konmuş “B” harfidir... Anlamı, TEK’in SEYRİ isimli kitabımda açıkladığım “Holografik Gerçeklik” paralelinde, Rasûlullâh (AleyhisSelâm)’ın bildirdiği “Zerre küllün aynasıdır!”açıklamasıdır. Birim veya zerre olarak algılanan her noktada, tüm “El Esmâ” potansiyeli ile mevcudiyetini anlatır.
İkinci ilim ise, Kur’ân’ın sonuna yerleştirilmiş olan İhlâs Sûresi’ndedir. “Allâh” ismiyle işaret edilenin, El EHAD’üs SAMED olduğu vurgusudur! ”HÛ”dur! O’nun gayrı veya “dûnu” mevcut değildir! ”Es Samed”“içine bir şey girmesi, katılması veya ondan bir şey çıkması, oluşması söz konusu olmayan som TEK’illik”anlamını ihtiva etmektedir.
Bu iki gerçek tek bir bakışı meydana getirmezse, Kurân’ın ruhu ve vermek istediği mesaj asla algılanamaz; gökteki ötendeki tanrı, yerdeki peygamber ve sen anlayışının doğrusu asla bilinemez!
Evet, okuyacağınız bu metin, “ALLÂH” ismiyle işaret edilen “El EHAD’üs SAMED” ise; bu mutlak gerçeğe göre, Kurân’ın işaretlerini nasıl değerlendirmemiz gerektiği, çalışmasıdır.
Elinizdeki bu çalışmanın, bildiğimiz kadarıyla, bir benzeri olmamıştır! Zira bugüne kadar, Kurân’ın gerçek mesajını - ruhunu - amacını yansıtmak yerine, derinliği olmayan ve tarihsellik yanına dayanan nakiller yapılmıştır. Çoğunun diliyse, okuyana, eline aldıktan kısa bir süre sonra kitabı bıraktıracak kadar çapraşıktır. Bire bir kelime çevirisine sadık kalmak amacıyla, zamanüstü edebî şaheser günümüzün anlam bulmacası olarak insanların eline verilmiştir.
Ayrıca bu edebî şaheser, okurken sık sık göreceğiniz gibi, pek çok gerçeği, dersi “evirip çevirip türlü misaller ile benzetmelerle” anlatmıştır, kendi tâbiriyle! İnsanlar tefekkür etsin diye... Ne yazık ki, anlayışı sınırlı çoğunluk bu benzetmeleri “muhkem” kabullenerek; gökte bir tanrı ile yeryüzündeki peygamberi ve de gökten inmiş yazılı kitap - ferman anlayışına kadar sürüklemiştir.
İnanıyorum ki, temel bakış açısı hakkıyla okuyucuya yansıtılabilirse, insanların bu yüce “BİLGİ”ye bakışı ve değerlendirmesi çok farklı olacaktır.
Bu nedenledir ki, “OKU”maya başlamadan önce, bize göre, “KİTAP - BİLGİ”nin temel bakış açısını ve bazı kavramları açıklamaya çalışacağım.
Kurân’ın temel fikri, insanların, ALLÂH ismiyle işaret edileni anlamaya çalışmaları, tanrı kavramı fikriyle “şirk”e (düalizm-ikilik) düşmekten korunmalarıdır.
İnsanın, gökte veya yerde bir öte - dışsal tanrı kabulü açık “şirk”; “Allâh” yanı sıra, O’ndan ayrı (benliği dâhil) bir güç kuvvet sahibi varlık kabulü de gizli “şirk” olarak tanımlanmaktadır.
“İnsan”lığa hitaben nâzil olmuş “BİLGİ” (Kitap), kendisini değerlendirecek olanları şöyle uyarıyor:
“Şirk (bir yanda tanrı diğer yanda her şey) düşüncesine sahip olanlar pistir!”
(ŞİRK) pisliğinden (ben ve tanrı anlayışından) arınmamış olanlar Ona (o BİLGİYE - Kurân’a) dokunmasınlar!” (Çünkü anlayamazlar!)
“Muhakkak ki şirk (Allâh ismiyle işaret edilen yanı sıra veya dûnunda bir varlık olduğunu kabullenmek) büyük zulümdür!”
“ALLÂH’ın kesinlikle affetmeyeceği tek suç, ŞİRK’tir; bunun dûnundakileri dilediğine affeder!”
“ŞİRK” anlayışından kurtulmak için de “Allâh” adıyla işaret edilene iman edilmesi istenmektedir.
“Allâh”a imanın iki mertebesi Kurân’da açıklanmaktadır:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çok teşekkür ederiz 😁😁